A Single Man
Christopher Isherwood’un aynı isimle yayınlanan romanı, 2009 yılında Tom Ford tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. Sinematografik anlamda oldukça doyurucu, dramatik bir durum hikayesi işlenmiş filmde. George Falconer karakterinin ruh haline göre değişen renk dengesi film müziğiyle birlikte muhteşem bir uyum içinde.
2011 yılında en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazanan Colin Firth’ün, geçmişinde de The King’s Speech performansından aşağı kalır bir oyunculuk sergilemediğini gösterdiği bir yapıt olmuş aynı zamanda. Yardımcı karakterlerin seçimi ve rolleriyle uyumu da gayet iyi. Oyunculuk anlamında üst düzey bir film.
Tüm bunların yanında konu olarak pek nitelikli bir iş çıkmamış ortaya. Bu tür bir filmden aksiyon beklemek yanlış; ama başlangıcı bu kadar sürükleyici olan bir yapıttan en azından son kısımlarda bir beklenti içerisinde oluyor insan. Eşcinsel bir adam olan George Falconer karakterinin yaşam arkadaşı olan Jim’e bağlılığı ve onun hayatını kaybetmesinin ardından düştüğü vaziyetleri konu alıyor genel olarak. Bu ambiyans için eşcinsellik harcanan bir tema olmuş bence. Yönetmenin mesaj verme kaygısından dolayı ismi kültleşecek bi yapıt olmadı benim için.
Duygusallığın katılmaya çalışıldığı bir yapıt olarak bu hazların eşcinseller üzerinden verilmesi sebebiyle beni hiç etkilemedi. Belki de benim çok katı kalpli bir insan olmam sebebiyledir bu vaziyet; ama tema dışında güzel bir yapıt olduğu kanaatindeyim. Ben tatmin olmadım açıkçası bir de siz bakın…
+ Henüz yorum yok
Yorum Yaz