Dönülmez Akşamın Ufkundayız
Nazlı Nihal Şenol’un yazıp Maral Üner’in yönettiği dramatik bir durum hikayesi “Dönülmez Akşamın Ufkundayız”. 2011 için son gösterim tarihi 24 Aralık olan eser Oda Tiyatrosu’nda sahne alıyor. Yalnızca 2 oyuncunun sahne aldığı oyun bir olaydan ziyade bir durumu işliyor. Yavaş ilerleyen olay örgüsünün içinde arka planda çalan slow müzikler eşliğinde iki ihtiyar kardeşin geçmişi yad edip, günümüze sitemkâr bakışlarını konu alıyor.
Oyunculuk anlamında pürüzsüze yakın performans sergiliyor Mehmet Ege ve rol arkadaşı Işıl Poyraz. Yeri geliyor dans edip şarkı söylüyor, yeri geliyor hüzünlenip ağlıyorlar. İhtiyarlığın yaşattığı vaziyetleri seyirciye çok rahat aktarabiliyor her ikiside kısacası.
Oyun, “Dönülmez Akşamın Ufkundayız” parçasıyla başlayıp oyunun neredeyse tamamına hakim olan Türk Sanat Müziği fonuyla devam ediyor. Bu sırada kardeşler içkilerini eksik etmiyor. İşleniş bakımından seyirciyi pek rahatsız etmeyen bir yapıt. Koltuklarımıza rahatça yaslanarak oyunu tamamlayabiliyoruz. Birinci perde, ikinci perde için umut verici nitelikte. İlk perde için doyurucu; fakat ikinci perde için aynı şeyi söyleyemeyiz. Sanatın içine siyaset karıştırmanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Bu sebeple Atatürkçülük bize baba yadigarı lafı kulağımı tırmaladı. Zaten oyunun tümüne hakim olan bir yaşam stili varken üstüne bu laf pek yakışır olmadı bence.
Özetle oyun için çok iyi diyemem. Oda Tiyatrosu sahnesi için ortalama bir yapıt olmuş. Aksiyon beklenilerek izlenmesi hata olur. Zaman geçirmek için fena olmayan bir yapıt. Bazılarımızın yaşantısından izler bulacağına inanıyorum. İyi seyirler…
SANATT.com Puanı: Seyredilebilir
+ Henüz yorum yok
Yorum Yaz