Haydi sevgili okurlar! Şimdi koltuğunuza, sandalyenize, koltuğunuza, her nereye isterseniz oturun ve sırtınızı yaslayın sonuna dek. Çünkü gözlerinizi alamayacağınız bir film başlıyor “Thirteen (On üç)”.

Şans hepinizin yanında olmuştur ya da siz şanslı olduğunuzu hissetmişsinizdir kimi zaman. Fakat emin olun ki bu kadar şanslı ve bu kadar cesaretli hiçbir zaman olmadınız.

Sam Riley’in ve Jason Statham’ın başrollerini paylaştığı, Gela Babluani’nin yönetmenliğini yaptığı 2009 yapımı ‘Thirteen’, gerilimi hat safhada ve gözlerinizi bir saniye bile alamayacağınız güzel bir film. Önce polisiye ya da mafya tarzı bir film bekliyordum; fakat bu film tarz olarak bugüne kadar izlediklerimden çok farklı. Filmin konusunu kuralları ve oynanışı basit; fakat değiştirilmiş ve yenilenmiş haliyle son derece etkili bir oyun oluşturuyor; Rus ruleti. Fakat emin olun ki böyle bir rulet oyunu daha önce ne gördünüz ne de hayal ettiniz. Son derece gerilim ve heyecan dolu anların bulunduğu filmi izlerken bir saniye bile başından ayrılmak istemeyeceksiniz.

Şimdi de kısa bir özetini paylaşayım sizlerle.

Film; evden annesiyle birlikte çıkan Vince Ferro’nun [Sam Riley] hastanede yatan babasının yanına gitmesiyle başlıyor. Babası için doktorlar epey bir para istemektedirler ve ne Ferro Ailesi’nin elinde ne de bir elektrikçi olarak çalışan Vince Ferro’nun cebinde o kadar para bulunmamaktadır. Ancak bir gün; elektrikçi olarak gittiği evin sahibinin konuşmalarına şahit olan ve kendini ne olduğunu bilmediği büyük bir oyunun içinde atan Vince Ferro’nun filmin sonuna kadar sadece tek bir hedefi vardır, babasını hastaneden çıkarabileceği parayı kazanmak. Fakat kendisinin bu parayı kazanması için, şans her zamankinden daha çok yardım etmelidir. Bence bu kadar yeter, sıra sizlerde.

İyi Seyirler